6 Nisan 2012 Cuma

Ankara...



Ve gitmek istersin bu diyarlardan…

İzim kalmasın, sesim tanınmasın istiyorum… Sadece gitmek uzaklaşmak, koparmak istiyorum tüm bağlarımı bu diyarlardan… Ankara ne ağır geldin bana böyle… Geçen gün ömürdenmiş ya, sen benden kaç ömür aldın biliyor musun?

Gri bulanık havana rağmen, güneşli güzel günler gelecek ümidi taşıdım, sana karşı hep iyimser oldum… En azından sıcakken kavurucu, soğukken dondurucu olduğun için, yani tepkin net olduğu için… “Yeneceğim seni” diye nidalar atmadan gelip, sessiz ve sakince sade yaşamayı seçenleri bağrına bastığın için… Mekânların önemsizleştirip dostlarla sohbetleri koyulaştırdığın için… Şiirlerinde martılar olmazdı, ama yine de içimde kelebekler uçurabildiğin için… Sırf bunlar için bile sevebilirdim seni… Ama şairin dediği gibi “Ah aşk! Bir topluluğun fotoğraf çekildikten sonra dağıldığı an. “(Ah Muhsin Ünlü) İşte o fotoğrafı çeken bendim Ankara… O makineyi elime sen tutuşturdun…

Şimdi hazırlanmaktayım, ufaktan bavulumu hazırlamaya başlıyorum…

Ve Ankara gerçekten deniz’in yokmuş, insanın içi sıkıldığında çekilmiyorsun… 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder