Ve gitmek
istersin bu diyarlardan…
İzim
kalmasın, sesim tanınmasın istiyorum… Sadece gitmek uzaklaşmak, koparmak
istiyorum tüm bağlarımı bu diyarlardan… Ankara ne ağır geldin bana böyle… Geçen
gün ömürdenmiş ya, sen benden kaç ömür aldın biliyor musun?
Gri bulanık
havana rağmen, güneşli güzel günler gelecek ümidi taşıdım, sana karşı hep
iyimser oldum… En azından sıcakken kavurucu, soğukken dondurucu olduğun için,
yani tepkin net olduğu için… “Yeneceğim seni” diye nidalar atmadan gelip,
sessiz ve sakince sade yaşamayı seçenleri bağrına bastığın için… Mekânların
önemsizleştirip dostlarla sohbetleri koyulaştırdığın için… Şiirlerinde martılar
olmazdı, ama yine de içimde kelebekler uçurabildiğin için… Sırf bunlar için
bile sevebilirdim seni… Ama şairin dediği gibi “Ah aşk! Bir topluluğun fotoğraf çekildikten sonra dağıldığı an. “(Ah
Muhsin Ünlü) İşte o fotoğrafı çeken bendim Ankara… O makineyi elime sen
tutuşturdun…
Şimdi
hazırlanmaktayım, ufaktan bavulumu hazırlamaya başlıyorum…
Ve Ankara
gerçekten deniz’in yokmuş, insanın içi sıkıldığında çekilmiyorsun…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder