12 Mart 2012 Pazartesi

Kapı...

Türkiye ortalamasına göre ortalama, dünya ortalamasının ise çok altında sayılabilecek düzeyde, sıradan bir kitap okuruyum. Başladığım kitaptan zevk almasam dahi, sonuna kadar okumaya özen gösteririm. Bu da geçmişte okuduğum başka bir araştırmanın etkisi. O çalışmada, yarım bırakılan kitap, film vb. de, kişi düşünmekten vazgeçse de beynimizin düşünmekten vazgeçmediğinden bahsediyordu. Beyin düşünmeye devam ettiği için de ilerleyen yaşlarda bu durumun alzheimerı tetiklediğini ifade ediyordu. Başladığım işi bitirmek istememdeki etken budur yani :)

Şu aralar Rıdvan Cankiç'in "KAPI Nefes Almayı Unutmayın!" adlı kitabını okuyorum. Genel itibari ile kitap bitmeden yorum yapmamaya özen gösteririm, ancak bu kitap için bir istisna yapacağım. Kitabın konusu henüz nefesimi kesmedi, ancak yazım hataları kitabın konusundan daha fazla ilgimi çekmeye başladı. Dahi anlamındaki "-de"yi, bağlaç olan "-ki"yi yazamayanlara tahammülüm pek azdır. O "-de"ler ve "-ki"ler ayrı olması gerekirken birleşik, birleşik olması gerekirken ayrı yazılmış ya, dayanamıyorum. Baskıya gitmeden önce hiçkimse okumadı mı bu kitabı?

Eğer kitabın sonunda "biz bununla bir test yapmıştık..." bıdı bıdı diye birşey demezlerse şayet (ki derlerse bu yazıya daha sonra kesinlikle ekleyeceğim.); elime bir kırmızı kalem alıp hatalı yerleri işaretledikten sonra yayın evine kitabı göndereceğim.


Türkiye'de kitap okunmuyor diyenlere soruyorum, yazarın ve/veya yayınevinin hiç mi günahı yok?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder