18 Nisan 2012 Çarşamba

Rüzgar...


"Yeter artık rüzgar, yakamı bırak,
                                       Ürpertiyorsun içimi.
                                                     Şöyle dinlenelim biraz,

                                                            hiç olmazsa;
                                                                                     Bir sigara içimi..."
                                                                                                                (Turgut Uyar - Rüzgar)


Rüzgarı hiç öyle çok sevmedim aslında, hele tatlı bir meltem değilse asla. Rüzgarın yüzüme vurması, saçımı dağıtması, önüme set olması hep zorlaştırdı yürümemi, düşünmemi... Sanki ruhu var rüzgarın, ne düşündüğümü biliyor, duruma göre esiyor. İçim darmadağın ise alabildğine sert esiyor ondan başkasını düşünmeme izin vermiyor.

Bu günlerde alıştım sanki rüzgara; hem saçımı hem kafamı dağıttı, hem gökyüzünü bulandırdı hem kalbimi, altüst etti zihnimde kurduklarımı da, içimdeki surları da... Dalgaları köpürttüğü gibi beni de heyecanlandırıyor, bazen öyle bir koku getiriyor ki yıllar öncesinden; öyle bir iklimi alıp götürüyor ki, kuru, kurak, çöl... Ağlatıyor beni, bulutları ağlattığı gibi...


Rüzgar, sıcak havalarda esmeli hep, serin serin... Yangınlı havalarda kesilmeli... Kaybolmuş bir geminin kıyıya ulaşması için elinden geleni yapmalı, üşüyen eller olduğunda durmalı... ve bir kadının yüreği yanıyorsa kuytuda, uzak durmalı... Yangınlardan hep uzak durmalı rüzgarlar...

4 yorum:

  1. delice es rüzgar.geçmişten bir sesle gel yanıma ve çarp yüzüme....

    YanıtlaSil
  2. Maziyi savura savura es...

    YanıtlaSil
  3. acının panzehiri olsada kullanmayız o bizim kendi derinliğimizdir bu yüzden durduk yere ısırır dururuz kendimizi....

    acıdan doğar insan...

    YanıtlaSil
  4. acıyan dizlerimiz olsun, yüreğimiz değil ya metin...

    YanıtlaSil