Önce bilgisizliğime üzüldüm, ardından da kendini asla ifade edemeyecek olan bu canlıya göre aslında ne kadar şanslı olduğumuzu düşünerek sevindim.
“Kırkayak” , (Latince. Julus Terrestris), canlısının 10 ila 750 arasında değişen sayıda ayağı bulunduğu; “kırk” ifadesinin “çok bacaklı” anlamına gelen Latince bir sözcükten türediği ve/veya kutsal sayılan 40 sayısından dolayı saygı ifadesi olarak verildiği düşülmektedir. Ancak yazıktır ki binlerce türü olan bu canlının tespit edilen hiçbir türünde henüz “kırk” ayağı bulunan bir türüne rastlanmamış…
“Kırkayak” ifadesi toplumumuzda pek de hoş olmayan bir anlamda kullanılmakta olmasına karşın, bu belgeselden sonra; tıpkı “angut kuşu”nun özelliğini öğrendikten sonra “angut” ile ilgili ifadelerin can sıkıcı gelmediği gibi; “kırkayak” ifadesi de can sıkıcı gelmeyecek… “Kırkayak” aslında yanlış anlaşılmış ve kendini anlatmasına imkân verilmemişliğin ifadesi olacak bundan böyle…
Son derece sevimsiz gelen bu canlı artık o kadar da sevimsiz gelmiyor…
Dilerim ki; yaşamın hiçbir anında “kırkayak” gibi, kendinizi savunamayacağınız bir ortamda yanlış anlaşılmayın…
Haydi, durmayalım “kırkayak”lıktan kurtulma şansını kullanalım…